Beginners

Beginners 2010

Mutluluğa dair bir film. Gerçek mutluluğu ancak ve ancak hayatının son yıllarında yaşayan ama bu mutluğuna kanser gölgesinde devam etmeye çalışan bir baba.
Oliver: Neden insanlara kefeni yırttığını söylüyorsun? kanserin dördüncü evrede.
Hal: göründüğü kadar kötü değil.
Oliver: Baba, beşinci evre diye bir şey yok.
Hal: Bunun anlamı o değil.
Oliver: Öyle mi, neymiş peki?
Hal: Sadece bundan önceki diğer üç evreyi geçtiğini gösteriyor.

Mutluluktan hep korkmuş ve bir türlü karar veremeyen genç aşıklar.
Pencere kenarındaki şu diyalog filmi özetliyor gibi:
- Bu bir ağaç
- Eveet!
- Ve bunlar arabalar...
- Oooo!
- Ve karşıda bir apartman var, tıpkı bizim bulunduğumuz bu apartman gibi.
- Tamam...
- O apartmanda bizim gibi insanlar yaşıyor:
Yarısı her şey kötü gidecek diye düşünüyor, diğer yarısı ise büyüye inanıyor...

Yılın Bağımsız Filmlerinden
Yılın Eşcinsel Filmi

* Sinema tarihinin filmin sonuna kadar tekrar eden en çok kurgu elementlerine sahip filmidir, tartışmam.

* İzleneybıl güzellikte 3 paralel kurgunun yağ gibi aktığı, sulu mizah yerine daha hayatın içinden ve gerçekçi, bi o kadarda ironik, alaycı, öfke mizahı serpiştirilmiş... Kahkahalar attırmasa da yer yer çok güldürüyor.

* Bağımsız sinema ya da türdeşlerindeki en belirgin özellik olan:
- enteresan, dikkat çeken, seyirciyi koltuğa yapıştıran başlangıç
- Durağan, buğulu, akmayan gelişme bölümü.
- seyriciye bırakılan, çok da süpriz olmayan, sıradan final
bu filmde de kendini göstermiş.

* Filmin en komik karakteri, bunalımda olan anne. İçindeki bu hıncı vandal yaparak çıkartıyor. Entel Dantel ortamlarda heykellerle (onların şekline girerek) resim yorumlayan kokana'ların arkasına geçip onlar gibi görmeye çalışarak bunu yapıyor. (anne oğul arasında bir de tabanca ile vurma üzerine beden dili oyunu var... tekrar eden bir mizah gibi filme renk katmış.)
* Bizim eleman büyüyüp bir tişört tasarımcısı olunca da oradaki arkadaşları onu yasa dışı duvar slogan atma işlerine bulaştırıyorlar. Buradaki sahneler de çok komik:
Sloganlardan biri: Britney Spears ablamız şu tarihte en çok google'lanmış ablamızdır gibi banal bir şey.
Tişört tasarımı sırasında yaşadığı haftaya dair bunalımlarını ve mutluluklarını karamalara taşıması filmin sıcak, insanın içini gıdıklayan güzel kurgulardandı.



* Filmin tek gerilimi:
Filmin en önemli gerilimi, fransız aktrist ile birlikte yaşamaya karar verdiklerinde adamın ona sadece bir kaç çekmecelik alan açtığı ve güzeller güzeli ablamızın mekanı terk ettiği an. Buradaki köpek ile yaşanan gerilim de çok güzel bir enstantane olarak filme yedirilmiştir. (köpeğin arada fikrini söylemelerini de ben çok beğendim... kendisine istemeyerek de olsa miras kalan bir köpeğin üstün yetenekleri olduğunu bilmek mümkün değildir tabi ki: "konuş" dediğinde köpek "150 kelime anlayabiliyorum ama konuşamıyorum" diyor içinden. Aslında çok komik.

* Tabi ki bağımsız bir filmin finali nasıl olur. Oğlan ya da kız otobüs, tren ya da uçak kovalayacak değil ya.
İşte böyle olur!
- what happens now?  (şimdi n'olcek)
- l don't know. (bilmem)
- how does that work? (sence yürütebilecek miyiz?)
Vee Filmin adı girer: "Beginners" (başlangıçlar)

* Filme renk katan bir başka şey ise tarihi fotoğrafların akması. Ve olaylarla tarihi karışık olarak vermesi.
Benim annemim mektupları hep böyledir.

* Tanışma sahnesi iyiydi. Farklı, esprili. Kostüm balosuna Freud olarak katılan bizim oğlan ve faranjit olduğu için konuşamayan fransız bir aktrist.

* Filmde en çok şuna güldüm. Son günlerinde baba delirir. Gece gündüz bir şeyler yapmaya çalışır. Bir gün bir hikaye yazmıştır. Hikaye İsanın hikayesi.
- Ne yani İsa'nın ölüm şeklini mi değiştirdin!

Hiç yorum yok: